Fikirtepe örneği verdi
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’de yapısal dönüşüm adı altında sürdürülen projeleri eleştirdi, Fikirtepe örneğini göstererek “İstanbul’u boynuzladılar” dedi. ABD ve Japonya ile kıyas yaparak Türkiye’yi yıkacak depremin şiddetini açıkladı.
”DEPREM DEĞİL,ÇARPIK YAPILAŞMA ÖLDÜRÜR”
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bu tartışmalara sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla katıldı. Türkiye’deki asıl sorunun depremin kendisi değil, depreme karşı hazırlıksız ve doğaya aykırı yapılaşma olduğunu vurgulayan Ercan, şu ifadeleri kullandı:
“İrdelemeyi buradan başlarsak deprem sorununu çözmüş oluruz. Türkiye’nin sorunları çözülürse, doğa depreminin sorunları kendiliğinden çözülür.”

HANGİ BÜYÜKLÜKTE YIKIM OLUR?
Ercan, ABD ve Japonya’da yapılar daha dayanıklı olduğu için yıkıcı depremlerin 7.4 büyüklüğünden sonra başladığını; Türkiye’de ise 6.4 büyüklüğündeki depremlerin bile yıkıma yol açabildiğini belirtti. Bu durumu “eğitsel, hukuki, yönetsel ve ahlaki zafiyet” olarak değerlendirdi.
Türkiye’de “kentsel dönüşüm” adı altında yapılan projelerin halk yararına olmaktan çok uzak olduğunu belirten Ercan, gerçek bir kentsel dönüşümün sağlıklı, mutlu bir toplum için çevreyle uyumlu ve modern kentler yaratmak olduğunu ifade etti.
Ancak uygulamada yapılanların birer “yapısal dönüşüm” olduğunu savunan Ercan, bu dönüşümün yalnızca binaları yıkıp yerlerine daha yükseğini dikmek olduğunu belirtti. Bu projelerin birey ve yüklenici çıkarına hizmet ettiğini, toplum yararına olmadığını dile getirdi.
Kadıköy’de yıllardır tamamlanamayan Fikirtepe projesini “kentsel dönüşüm değil, kentsel vurgun” olarak tanımlayan Prof. Dr. Ercan, bu bölgede halkın arsalarının üç kuruşa alınarak milyonluk rantlar elde edildiğini söyledi.
”Yoksulların ellerinden ev ile arsalarını üç kuruşa alıp milyonlara satan kent vurguncuları, İstanbul’u boynuzlayarak yaşamı çileye dönüştürmüşlerdir. Kullanılan deprem, deprem bilimciler ve Türkiye’nin akçal kaynaklarıdır.”

Prof. Dr. Ercan’ın açıklamaları, deprem hazırlığında teknik önlemler kadar, ahlaki ve yönetsel sorunların da ne kadar büyük bir risk unsuru olduğunu ortaya koydu. Kentsel dönüşümün halk için değil sermaye için yapıldığı eleştirisini yineleyen Ercan, çözümün rant odaklı değil, toplum odaklı politikalarla mümkün olacağını vurguladı.